Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum: İktidar değişikliği tam bağımsızlığa darbe olur
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ardından Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikası Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Uçum, seçimi ‘darbeye’ benzetti.
Habertürk’te Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtlayan Uçum’un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
BU SEÇİMDE FARKLI TRENDLER VAR: 2023 seçim süreci, önceki süreçlerden farklı eğilimler üzerinde gelişiyor. Vatandaşın kendi canına, pahalılığına dair değerlendirmeler yapıyor. Bu tür değerlendirmeler her seçimden önce yapılıyor. Bu seçimde muhtemelen bu ezber bozulacaktır. Bu dönemde bu tür sorunların varlığı hükümet kanadından Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmektedir. Bu sorunların analizinde başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere irade görülmektedir. Bu seçim, Türkiye’nin kendini öyle ya da böyle güvende hissetmesi için yapması gereken şeydir. Akdeniz’de, Irak’ta, Suriye’de durumumuz ne olacak? Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye’nin rolü nasıl devam edecek? Seçmenlerin bu konuda bir hisleri var.
MACERA YAKLAŞIMI YOK: Seçmen nezdinde ulus devletin ontolojik varlığının devamı önemli bir yere sahiptir. Maceraya atılmak gibi bir seçme yaklaşımı yoktur. Küresel sistemde Türkiye’nin seçimleri çeşitli kanallardan takip ediliyor. Bir yanda dünyanın mazlum milletleri, İslam coğrafyası Türkiye’nin yükselişi için umut üretti. Cumhurbaşkanı’nın ürettiği küresel düzende siyaset ‘dünya beşten büyüktür’ yaklaşımıdır. İnsani yardım umut üretir. Çatışma ulusal devletler ile küresel güçler arasındadır. Bir yandan umut olarak görülebilirken, diğer yandan bu yükselişin nereye gideceğini merak eden küresel güçlerin bakış açısından bakılabilir.
BİR DARBE VAR: Irak ve Suriye’den askerlerin çekilmesiyle gündeme gelecek yaklaşımlar. Türkiye’nin terörle mücadelesine yaklaşımlar. Türkiye’nin terör örgütlerine yönelik sistematik yaklaşımlarına inandırıcı hiçbir şey yok. Türkiye’nin güvenlik bölgelerini korumazsanız ‘Bu konuda daha ileri gideceğiz’ demenin yanıtı olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’nin Rusya ile olan bağlarını değerlendireceğimize dair açıklamalar oldu. 2023 seçimlerinde iktidar değişikliği Türkiye’nin tam bağımsızlığına darbe olacaktır. Bunun sağlanıp sağlanamayacağı başka bir konudur. Temel devlet doktrinlerinin korunacağına dair inanç veren bir yaklaşımları yok. Ekonomik krizlerle başa çıkmada şimdiye kadar uygulanan modellerden farklıdır. Türkiye milli demokrasi programını uygulamıştır, milli ekonomi programını uyguluyor. Krizlerle başa çıkmada büyüme stratejisine dayalı program.
PARLAMENTER SİSTEMDE BOZULACAĞIZ: Burada esas olan milli iktisat politikası yaklaşımı değişmiyor. Tıpkı ulusal demokrasi açısından olduğu gibi. 16 Nisan’da sistem değişikliği yaptık. Muhalefet bu sisteme her türlü eklentiyi yaptı. Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili açıklama yaptılar. 16 Nisan değişikliğinden önce mutlulukla katkıda bulunan bir insanım. Bu sistemin yürütme gücünü kendi içinde ağırlaştıran, yürütmedeki hareketliliği artıran, bakanlıklar arasındaki çatışmayı ortadan kaldıran bir sistem olduğu anlatıldı. Bu sisteme geçildikten sonra kur manipülasyonunda, pandemide, Rusya-Ukrayna krizinde parlamenter sistem olsaydı, darmadağın olurduk.
BU SİSTEMDE EN YETERLİ KARAR ALINIR: Başkanlık sistemi, parlamenter sisteme göre çok daha yüksek bir kolektif çalışma kapasitesine sahiptir. Bakanlar Kurulu’nda karar alabilmek için ehven-i şerden taviz vermek gerekiyor. Başkanlık sisteminde en doğru kararı almak mümkündür. Kabine sisteminde bakanlar olabilecek en güzelin peşindeler. Bu sistemde bir yanda bakanlar, diğer yanda heyetler vardır. Parlamenter sistemin en değerli sorunu alaka yönetimidir. Bütün siyasi meclislerin lideri Cumhurbaşkanımızdır. O meclisler, Cumhurbaşkanı’nın verdiği talimatla siyaset üretiyor.
TÜRK TOPLUMU KUTUPLANMAMIŞTIR: Ülkemizde temsil alanlarındaki çatışma ve çatışmalar toplumun kutuplaşması olarak yansımaktadır. Bu son derece sakıncalıdır. Türk toplumu kutuplaşmış değil. Kürt-Türk, Alevi-Sünni üzerinden yapmaya çalıştılar, başaramadılar. Türk toplumunun kutuplaşmadığının altını çiziyorum. Kendi içinde çatışmalar yaşayabilir ama kutuplaşmaz. Bu sistem demokratik engelleme üretir. Başkanlık sisteminde cumhurbaşkanını ya birinci cinste ya da ikinci tıpta siz seçeceksiniz. Tercih edenler demokratik bloktur. Bu nedenle kutuplaşma bir ezberdir, bunlardan uzak durmalıyız. (HABER MERKEZİ)